Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 27/04/2021 tarihli ve 2021/424 sayılı Karar Özeti


“Bir bankanın, varlık yönetim şirketinin ve üç farklı avukatın borçlu olmayan ilgili kişinin kişisel verisini işleyerek icra takibi başlattıkları iddiası” hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 27/04/2021 tarihli ve 2021/424 sayılı Karar Özeti

 

Karar Tarihi : 27/04/2021
Karar No : 2021/424
Konu Özeti : Bir bankanın, varlık yönetim şirketinin ve üç farklı avukatın borçlu olmayan ilgili kişinin kişisel verisini işleyerek icra takibi başlatması

 

Kurumumuza intikal eden şikâyet dilekçesinde;

  • İlgili kişiye yönelik olarak yetkili icra dairesi tarafından icra takibi başlatıldığı, ilgili kişinin bu durumu 2017 yılı Şubat ayında ev kredisi çekmek isterken öğrendiği, 2010 yılında ilgili kişinin evine gelen bir saha müfettişinin, ilgili Bankaya borçlu olduğunu ve bunu ödemesi gerektiğini söylediği,
  • İlgili kişinin bu şahsa, kendisinin Bankaya hiçbir şekilde gitmediğini ve bahse konu Bankada bir hesabının da bulunmadığını söylediği, adresini ne şekilde öğrendiğini sorduğunda “biz buluruz” cevabını aldığı,
  • İlgili kişinin Banka şubesi ile görüştüğü, şube personelinin ilgili kişiye ait kimlik fotokopisini alarak merkeze faks çektiği ve ilgili kişiye, Bankaya borçlu olan şahsın kendisi değil, bir erkek olduğunu söyledikleri fakat aradan geçen yıllar içerisinde Varlık Yönetimi Şirketi tarafından ilgili kişinin sürekli olarak arandığı ve ilgili kişinin o kişinin kendisi olmadığı bilgisini Varlık Yönetim Şirketine iletmesine karşın bu aramaların sürdürüldüğü,
  • Söz konusu icra dosyasında gerçek borçluya ilişkin tüm bilgilerin bulunmasına karşın ilgili kişinin kimlik numarasını kullanarak Bankanın, Varlık Yönetim Şirketinin ve üç farklı avukatın borçlu olmayan ilgili kişiye icra takibi başlattıkları,
  • İlgili kişinin konu hakkında BİMER’e bulunduğu şikâyet üzerine açılan soruşturma dosyasına Banka şubesinin verdiği cevapta ilgili kişinin 21.02.2017 tarihinde şubeye başvurması sonucu gerekli güncellemelerin yapılarak T.C. kimlik numarasının sistemden silindiği ve kredi kayıt bürosu (KKB) kayıtlarının düzeltildiği, takip hesabının devir yapıldığı Varlık Yönetimi Şirketine ayrıca bilgilendirmenin yapıldığının belirtildiği,
  • Varlık Yönetim Şirketinin söz konusu borcu ilgili kişinin T.C. kimlik numarası üzerinden kaldırmadığı, Banka tarafından düzeltildiği iddia edilen KKB kayıtlarının düzeltilmediği, ilgili kişinin bu hususta aldığı TBB Risk Merkezi Raporunun bunu doğruladığı, BİMER vasıtasıyla alınan Banka yanıtının Varlık Yönetimi Şirketine faks yoluyla bildirilmesine karşın aramaların devam etmekte olduğu,
  • Veri sorumlusu Banka, Varlık Yönetimi Şirketi ve avukatların ilgili kişinin T.C. kimlik numarasını nasıl ve nereden edindiğinin meçhul olduğu, bu bilgilerin üçüncü şahıslara verilerek ilgili kişinin mağdur edildiği, kara listeye aldırıldığı ve dosya bilgilerinin incelenmeksizin ilgili kişiye icra takibi yapmakta ısrar edildiği

hususları ifade edilerek anılan taraflar hakkında 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (Kanun) kapsamında gereğinin yapılması talep edilmiştir.

Konuya ilişkin başlatılan inceleme neticesinde Bankanın, Varlık Yönetim Şirketinin ve avukatların savunması istenilmiş olup, Bankadan alınan cevabi yazıda özetle;

  • İlgili kişi ile Banka arasındaki müşteri ilişkisinin 23.06.2003 tarihinde kurulduğu ve kredinin 28.11.2007 tarihinde bankanın kanuni takip hesaplarına intikal ettiği, ödeme yapılmaması üzerine 09.02.2008 tarihinde yetkili İcra Müdürlüğünün dosyası ile kredili müşteri aleyhine icra takibi başlatıldığı, takip süreci içerisinde herhangi bir tahsilat sağlanamadığından kredi riskinin 05.01.2010 tarihinde Varlık Yönetim Şirketine temlik edildiği,
  • 21.02.2017 tarihinde Bankanın ilgili şubesine şikayetçi tarafından başvuru yapılarak borçlu olarak görünen kişi ile isim benzerliği olduğunu ve hatanın düzeltilmesini talep ettiği, bunun üzerine yapılan kontrollerde, ilgili kişiye ait T.C. kimlik numarasının, borçlu adına tanımlı olduğunun ve ilgili kişi ile borçlunun Banka sistemlerinde sadece T.C. kimlik numarasının aynı olup diğer tüm verilerinin ise farklı olduğunun tespit edildiği, böylelikle takip borçlusu için 23.06.2003 tarihinde müşteri kaydı oluşturulduğu sırada T.C. kimlik numarası olarak sehven ilgili kişiye ait T.C. kimlik numarasının kaydedildiğinin anlaşıldığı,
  • Veri sorumlusu Bankaya şikâyetin ulaştığı 21.02.2017 tarihinde derhal ilgili kişinin T.C. kimlik numarasının, borçlunun müşteri bilgileri altından silinmesinin sağlandığı, ayrıca Kredi Referans Sistemi (KRS) ekranlarında yapılan kontrollerde 5 yıl geçtiği için kayıtların da silindiğinin görüldüğü, Bankaca yapılan tespit üzerine, dosyanın temlik edildiği yeni alacaklı Varlık Yönetim Şirketine bilgilendirme yapılarak borçlunun telefon numarası verisinin güncel ve doğru olmasına ilişkin sorumluluğunu yerine getirildiği,
  • Yapılan incelemede ilgili kişinin 30.10.2019 tarihinde Bankaya ilettiği başvurusuna 12.11.2019 tarihinde yanıt verildiği ancak bu cevabın sehven farklı uzantılı bir e-posta adresi üzerinden iletilmeye çalışıldığı fakat KEP uzantılı e-posta hesaplarına ancak KEP uzantılı e-postalar aracılığı ile gönderim yapılabildiğinden bahse konu cevabın ilgili kişiye ulaşmadığı

hususları ifade edilmiştir.

Veri sorumlusu Varlık Yönetim Şirketinden alınan cevabi yazıda özetle;

  • Sözleşme kapsamında şirketin yeni alacaklısı konumunda olduğu kredi borcu bakımından alacağın takibine ve tahsiline yönelik hukuki işlemlerin temlik sözleşmesinin imzalanmasından önceki dönemde Banka tarafından başlatılmış olduğu ve borçlu taraf olarak ilgili kişi ile arasında isim benzerliği bulunan üçüncü kişinin gösterilmesi gerekirken ilgili kişinin borçlu taraf olarak gösterildiği,
  • İcra Müdürlüğü dosyasında mevcut bulunduğu belirtilen müzekkerede borçluya ait kimlik bilgilerinin yer almasına karşın, borçlunun adresinin tespiti için 2009 yılında SSK Tahsisler Daire Başkanlığına yazılan yazıda, veri sorumlusu Banka tarafından ilgili kişiye ait olan T.C. kimlik numarasına yer verildiği, bu işlemlerin hepsinin Banka ile Şirketleri arasında akdedilen sözleşmenin imzasından önce gerçekleştirildiği,
  • İlgili kişinin Haziran 2019 tarihine kadar Şirketlerine herhangi bir başvuruda bulunmadığı, bu tarihte iletilen şikâyet üzerine ivedilikle veri sorumlusu Banka ile iletişime geçerek bilgi talebinde bulunduğu, bunu müteakip veri sorumlusu Bankadan yapılan, ilgili kişinin T.C. kimlik numarasının sehven borçluya ait MBB numarasının üzerine kaydedildiği bilgilendirmesi üzerine veri sorumlusu şirket tarafından ilgili kişiye, dosyadan taraf kaydının ve T.C. kimlik numarasının silindiğine dair bilgilendirmede bulunulduğu, Banka tarafından iletilen bilgiler doğrultusunda ilgili kişinin kişisel verilerinin tahsilat sisteminden silindiği ve 29.07.2019 tarihinde TBB Risk Merkezi’nde ilgili kişinin kendilerine borçlu olmadığına dair güncellemenin gerçekleştirildiği,
  • Bu konulara ilişkin bilgilendirmenin ilgili kişiye noter ihtarnamesi vasıtasıyla yapıldığı, tahsilat sistemleri ve TBB Risk Merkezi bilgilerinde yapılan sorgular sonucunda ilgili kişiye ait bilgilerin sonuçlar arasında gösterilmediği ve “veri bulunamadı” sonucu alındığının doğrulandığı ve bu hususta ilgili kişiye bilgi verildiği,
  • İlgili kişiye ait kişisel verilerin arşiv kayıtlarının saklanmasının hukukî mesnedinin ileride doğabilecek uyuşmazlıklarda delil teşkil etmesi bakımından ilgili mahkeme veya yetkili kurum ve kuruluşlara ibraz edilmesi amacıyla sınırlı olarak, Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendinde yer verilen kişisel verilerin işlenmesinin bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için zorunlu olması hükmü olduğu

ifade edilmiştir.

İlk avukattan alınan yazıda özetle;

  • Kendisinin 13 yıl kadar önce, 2007-2008 yılları içinde çok kısa bir dönem ilgili Bankanın vekillik görevini icra ettiği ve 2008 yılı içinde vekillik görevinden ayrılarak tarafınca açılan tüm dosyaları bankaya devir ve teslim ettiği, bu tarihten sonra bu dosyalarla ilgili hiçbir işlemin tarafı olmadığı,
  • Söz konusu dönemde kendisi tarafından açılan icra takiplerine ilişkin ad, soyad, adres gibi bilgilerin tamamının Banka tarafından kendisine iletildiği ve buna göre icra takiplerinin başlatıldığı, bu bilgilerde bir hata var ise kendisinin bunu bilmesine imkân olmadığı

ifade edilmiştir.

İkinci avukattan alınan yazıda özetle,

  • Şikâyete konu icra dosyasında avukatlığını yaptığı müvekkil şirketin bir varlık yönetimi şirketi olduğu ve bankaların tahsili gecikmiş alacaklarını ihale usulü ile satın alarak elde etmekte olduğu,
  • Genel olarak bu tür dosyalarda yeni bir icra takip işleminin yapılmayıp bankaların daha önce açmış olduğu icra takipleri üzerinden işlemlere devam edilmekte olduğu, bu aşamada yeni bir takip yapılmadığından bankalarca icra dosyası açılırken girilen bilgilerin dosyanın devamında kullanılmakta olduğu,
  • Müvekkil Şirketin bahse konu dosyadaki borçlunun mal varlığının tespiti için mal varlığı sorgulama işleminin yapılması talimatını verdiği,
  • Kişisel verilerin kendisine ait hukuk bürosu uhdesinde kayıt altında tutulmadığı, müvekkil Şirket ile yapılan yazışmalarda da müvekkil Şirketin hem şirket bünyesinde hem de Bankada tutulan bilgilerin silinmesini sağladığı bilgilerinin kendilerine iletildiği

hususları ifade edilmiştir.

Üçüncü avukat tarafından ise Kurum yazısına herhangi bir cevap verilmemiştir.

Konuya ilişkin yapılan incelemede Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 27/04/2021 tarihli ve 2021/424 sayılı Kararı ile;

  • 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun “Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinde ilgili kişinin, kişisel verisi işlenen gerçek kişi; veri sorumlusunun, kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişi; veri işleyenin ise veri sorumlusunun verdiği yetkiye dayanarak onun adına kişisel verileri işleyen gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlandığı,
  • Kanunun “Kişisel Verilerin İşlenme Şartları” başlıklı 5 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişisel verilerin ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemeyeceği, (2) numaralı fıkrasında ise kanunlarda açıkça öngörülmesi, fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması, veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması, ilgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması, bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması ve ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması şartlarından birinin varlığı halinde, ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerin işlenmesinin mümkün olduğu hükümlerinin yer almakta olduğu,
  • Şikâyet konusu evrakta ilgili kişiye ait T.C. kimlik numarasının yer aldığı görülmekle birlikte cinsiyet, adres, anne ve baba adı gibi verilerin farklı olduğu, Emniyet Müdürlüğünün İcra Müdürlüğüne böyle bir kişinin belirtilen adreste bulunmadığı bilgisini ilettiği, bunun üzerine veri sorumlusu Banka tarafından borçlunun adres bilgilerinin tespiti için müzekkere yazdırıldığı, bu müzekkerede de ilgili kişinin borçlu ile aynı olan isim, soy isim ve doğum tarihi bilgileri dışında T.C. kimlik numarasının da yer aldığı fakat doğum tarihi ve ana baba adı gibi verilerinin kendisine ait olmadığının tespit edildiği,
  • İlgili kişinin dilekçe ile veri sorumlusu bankaya ve BİMER (CİMER) üzerinden savcılığa şikâyette bulunması üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafınca açılan Soruşturma Dosyası kapsamında veri sorumlusu Banka tarafından Başsavcılığa verilen yanıtta ilgili kişinin şubelerine başvurması sonucu gerekli güncellemelerin yapılarak T.C. kimlik numarasının sistemden silindiği, KKB kayıtlarının düzeltildiği, takip hesabının devir yapıldığı, Varlık Yönetim Şirketine ayrıca bilgilendirme yapıldığının veri sorumlusu Bankanın 2017 yılı içerisindeki kendi içerisinde ve Varlık Yönetimi Şirketi ile yaptığı yazışmalardan görüldüğü,
  • Öte yandan ilgili kişinin de 06.07.2017 tarihinde veri sorumlusu Varlık Yönetimi Şirketinin hattına, bankanın Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği yanıtı faks gönderdiği, bununla birlikte 2017-2019 yılları arasında Varlık Yönetimi Şirketinin kurumsal hesabıyla WhatsApp uygulaması üzerinden yapılan yazışmalar ile, konuyu kendilerine intikal ettirmesine ve talebinin ilgili birime iletildiğine dair geri bildirim almasına karşın ilgili kişiye Varlık Yönetimi Şirketi tarafından yapılan aramaların 2019 yılı içerisinde dahi devam ettiği, ilgili kişiye ait borçların sistemden ve TBB Risk Merkezinden ilgili kişinin şikâyet kaydının oluşturulduğu Haziran-Temmuz 2019 tarihlerine kadar silinmediğinin anlaşıldığı,
  • Somut olayda Banka ile Varlık Yönetimi Şirketinin Kanunun 3 üncü maddesi kapsamında veri sorumlusu sıfatını haiz olduğu, bununla birlikte veri sorumlusu Banka ve Varlık Yönetim Şirketi ile birlikte şikâyet olunan avukatların ise Bankanın/Varlık Yönetim Şirketinin dosya kapsamındaki vekilleri olduğu, kendilerinin veri sorumlusu Banka ile veri sorumlusu Varlık Yönetim Şirketinin talimatları altında kişisel veri işlediği ve birtakım yasal işlemleri yürütmekten ibaret olan vazifelerini yerine getirdikleri, şikâyet edilen avukatların kendi iradeleriyle “kişisel verilerin işlenme amaçlarını belirleyerek” herhangi bir kişisel veri işleme faaliyeti yürüttüğüne dair tevsik edici bir belge Kuruma ulaşmamış olduğundan mezkûr şahısların veri sorumlusu sıfatını haiz olmadıklarının anlaşıldığı,
  • Kanunun “Geçiş hükümleri” başlıklı Geçici 1 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasının “Bu Kanunun yayımı tarihinden önce işlenmiş olan kişisel veriler, yayımı tarihinden itibaren iki yıl içinde bu Kanun hükümlerine uygun hâle getirilir. Bu Kanun hükümlerine aykırı olduğu tespit edilen kişisel veriler derhâl silinir, yok edilir veya anonim hale getirilir. …., “Yürürlük” başlıklı 32 nci maddesinin ise “Bu Kanunun; a) 8’inci, 9’uncu, 11’inci, 13’üncü, 14’üncü, 15’inci, 16’ncı, 17’nci ve 18’inci maddeleri yayımı tarihinden altı ay sonra, b) Diğer maddeleri ise yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.” hükmünü amir olduğu,
  • İlgili kişinin kişisel verilerinin veri sorumlusu Banka tarafından Kanun yürürlüğe girmeden önce işlendiği, akdedilen alacak temlik sözleşmesine dayanarak hukuka uygun olarak veri sorumlusu Varlık Yönetim Şirketine aktarıldığı, öte yandan Kanunun Geçici 1 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan “Kanunun yayımı tarihinden önce işlenmiş kişisel veriler yayımı tarihinden itibaren iki yıl içinde Kanuna uygun hale getirilir” hükmü çerçevesinde ilgili kişinin 2017 yılında yaptığı başvuruya istinaden ilgili kişinin kişisel verilerinin Banka tarafından düzeltildiği,
  • Bununla birlikte veri sorumlusu Bankanın, ilgili kişinin kendisine yaptığı başvuruya Kanun ve Tebliğ hükümleri kapsamında cevap vermediğinin görüldüğü,
  • Veri sorumlusu Varlık Yönetimi Şirketinin, veri sorumlusu Banka tarafından akdedilen sözleşme kapsamında kendisine aktarılmış olan kişisel verileri kullandığı görülmekle birlikte, ilgili kişiye ait kişisel verilerin veri sorumlusu Banka tarafından veri sorumlusu Varlık Yönetimi Şirketine aktarımının, Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendinde ifade olunan “Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması” uyarınca hukuka uygun olduğu kanaatinin hâsıl olduğu,
  • Ancak veri sorumlusu varlık yönetimi şirketinin ilgili kişi ve veri sorumlusu Banka tarafından 2017 yılı içerisinde yapılan e-posta, faks ve WhatsApp uygulaması yollarıyla yapılan bütün bildirimlere karşın ilgili kişinin dosyası hakkında bir şikâyet kaydı oluşturmadığı, bu sebeple ilgili kişinin aslında var olmayan borcunu ödemesi hususunda telefonla rahatsız edilmeye devam edildiği, şirket bünyesindeki kişisel verilerinin silinmeyip UYAP’tan taraf kaydının kaldırılmadığı, bu sebeple TBB Risk Merkezi veri tabanında ilgili kişiye kayıtlı borçların görüntülenmeye devam edildiği, bu durumun Kanunun 12 nci maddesini ihlâl ettiği

değerlendirmelerinden hareketle;

  • İlgili kişinin kişisel verilerinin Banka tarafından Kanun yürürlüğe girmeden önce işlendiği, akdedilen alacak temlik sözleşmesine dayanarak hukuka uygun olarak Varlık Yönetim Şirketine aktardığı, öte yandan ilgili kişinin 2017 yılında yaptığı başvuruya istinaden ilgili kişinin kişisel verilerinin Banka tarafından düzeltildiği dikkate alındığında Veri sorumlusu Banka hakkında Kanun kapsamında yapılacak bir işlem olmadığına,
  • Veri sorumlusu Bankanın ilgili kişilere yasal süre dâhilinde, Kanuna ve Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Tebliğe uygun bir şekilde cevap vermesi konusunda azami dikkat göstermesi hususunda talimatlandırılmasına,
  • Varlık Yönetim Şirketinin ilgili kişinin gerçek borçlu olmadığına dair bilgileri 2017 yılı içerisinde gerek Bankadan gerekse de ilgili kişi cihetinden tarafına ulaşan bilgi ve belgeler vasıtasıyla edinmesine karşın ilgili kişinin kişisel verilerini işlemeye devam ederek borcun tahsili amacıyla ilgili kişinin aranması yoluna gidilerek 2019 yılı Haziran-Temmuz dönemine kadar veri tabanında, UYAP’ta ve TBB Risk Merkezindeki kayıtların düzeltilmediği, ilgili kişinin başvurusuna verilen yanıtta 29.07.2019 tarihinde TBB Risk Merkezindeki kayıtların güncellendiğinin ifade edilmesine karşın bu iddiayı tevsik edici bir belgenin Kuruma iletilmediği, ayrıca ilgili kişinin Kuruma intikal ettirdiği 04.12.2019 tarihli TBB Risk Merkezi Raporunda halen Varlık Yönetim Şirketine dosya bakımından borçlu olarak göründüğü, bu kapsamda Şirketin Kanunun 5 inci maddesinde yer alan işleme şartlarına dayanmaksızın ilgili kişinin kişisel verilerini işlediği dikkate alındığında, Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi çerçevesinde kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli tedbirleri almadığı kanaatine varılması nedeniyle Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi kapsamında Varlık Yönetim Şirketi hakkında idari para cezası uygulanmasına,
  • Şikâyet edilen diğer taraflar olan avukatların ise veri sorumlusu sıfatını haiz olmadıkları dikkate alındığında haklarında Kanun kapsamında tesis edilecek idarî bir işlemin bulunmadığına,
  • İlgili kişinin maddî ve manevî zarara uğratıldığı yönündeki iddialarına ilişkin olarak adlî yargıya başvuru hakkının saklı olduğu hususunda bilgilendirilmesine,
  • Veri sorumlusu Varlık Yönetimi Şirketinin ayrıca ilgili kişinin TBB Risk Merkezinde bulunan bilgilerini güncellediğini ve ilgili kişinin Risk Raporunda bulunan ve esasen kendisine ait olmayan borç bilgilerinin silindiğine dair tevsik edici bilgi, belge ve kayıtları, Kanunun 15 inci maddesinin (5) numaralı fıkrası uyarınca 30 (otuz) günlük yasal süre içerisinde Kurula iletmesi konusunda talimatlandırılmasına

karar verilmiştir.